Sendika tarafından yapılan yazılı açıklamada, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın, 5 Mart 2012 tarihindeki Bakanlar Kurulu'na bir taslak sunduğunu, bu taslak ile Bor madenlerinin özel sektör tarafından işletilmesinin önünün açılmak istendiği ileri sürüldü. Bakan Yıldız tarafından Bakanlar Kurulu'na sunulduğu iddia edilen taslağa göre, "Bor tuzları, trona ve asfaltit madenleri ile nükleer enerji hammaddelerinin işletilmesi, linyit ve demir sahalarının bazılarının iadesini düzenleyen kanunda değişiklik yapılmasına dair kanun" ile Bor madenlerinin özel sektör tarafından işletilmesine imkan veriliyor.

Türk Enerji - Sen tarafından yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi;
"Bilindiği üzere 10.06.1983 tarih ve 2840 sayılı kanun gereğince Bor tuzları, Uranyum ve Toryum madenlerinin aranması ve işletilmesi devlet eliyle yapılmaktadır. Ve bu yetki devlet adına Eti Maden İşletmeleri tarafından kullanılmaktadır.

Ancak, 2840 sayılı kanunun 2. Maddesine bir fıkra eklenerek yapılacak değişiklik ile bu yetki özel sektöre devir edilmek isteniyor. Yapılması öngörülen tek maddelik kanun değişikliği ile daha önce Türk Telekom ve Tedaş Elektrik Dağıtım şirketleri özelleştirilmesine benzer şekilde, mülkiyeti devlette kalmak üzere arama, üretim ve pazarlamanın özel sektöre devri istenmektedir. 2001 krizinde de Bor Madenleri ve dolayısıyla o dönemde adı Eti Holding olan kurum özelleştirme kapsam ve programına alınarak, blok olarak özelleştirilmek istenmişti. Ancak daha sonra kamuoyunun yoğun baskısı karşısında tekrar özelleştirilmesinden vazgeçilmişti. Blok olarak özelleştirmenin tepkiye yol açacağı düşüncesiyle kurum bu defa başka bir yöntem ile özelleştirilmek isteniyor. Bakanlar kurulunda imzaya açılan kanun taslağına göre Eti Maden İşletmelerinin fabrikaları 49 yıllığına özel sektöre devir edilebilir, üretilen rafine bor ürünleri özel sektör tarafından pazarlanabilir. En önemlisi mevcut memur ve işçi personel atıl duruma gelerek, Eti Maden İşletmelerinde çalışmasına son verilebilir. Özel sektör marifetiyle çalıştırılan fabrikalarda daha düşük ücretle yeni personelin çalıştırılmasının önü açılacaktır. Biz Türk Enerji-sen olarak bu kanun tasarısının devletimiz ve milletimiz adına faydalı olmadığı inancındayız. Bu kanun tasarısının gerekçesi ne olursa olsun, Eti Maden İşletmelerinin tasfiyesini amaçlamaktadır. Ardahan'dan Muğla'ya kadar milletimizin her ferdi tarafından mili servet ve milli dava olarak özümsenen Bor madenlerinin yabancı sermaye tarafından işletilmesinin önünü açacaktır. Bu nedenle, biz Türk Enerji-sen olarak bu kanun tasarısının yasallaşmaması için gerekli her türlü mücadeleyi vereceğiz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur."

BALIKESİR ÖZEL İŞLETMEDEN ALINIP KAMULAŞTIRILMIŞTI
Öte yandan, Balıkesir'in Bigadiç ilçesindeki Bor İşletmesi, 1976 yılında özel sektör tarafından işletilirken Fransız şirketin saha sınır anlaşmasını ihlal etmesi üzerine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kararıyla Etibank'a devredilmiş, bugün itibariyle 3 açık ocakta kolemanit - üleksit cevherleri üretiliyor. İşletmenin boratlı birim içinde açılmış tek ocağı Tülü Ocak'ta örtü kalınlığı 50 metre, cevher zonu kalınlığı 27 metre ve ortalama cevher kalınlığı 15 metre olan 4 cevher damarı mevcut. Ürünlerin yüzde 98'i yurt dışına ihraç ediliyor.

MİLLETVEKİLİ YILMAZYILDIZ UYARMIŞTI
2002 yılında dönemin Doğru Yol Partisi (DYP) Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız, Balıkesir'in Bigadiç ilçesindeki Etibor tesislerine giderek basın açıklaması yapmıştı. Yılmazyıldız, Türkiye'nin yabancılara satmayı düşündüğü bor madenlerini kendisi işleyerek dünyaya pazarlaması halinde yıllık 34.5 milyar dolarlık döviz girdisi elde edeceğini söyleyip, Bor madenlerinin özelleştirilmesiyle ilgili tüm girişimlere karşı çıkmıştı. Bundan tam 10 yıl önce (2002 Mart) Bigadiç Bor İşletme müdürlüğüne girişine izin verilmeyen milletvekili İlyas Yılmazyıldız, tesisin dışında yaptığı açıklamada şu tespitlerde bulunmuştu;

"Madeni ham bor olarak satmakla ülkeyi kalkındırmak mümkün değil. Eglas dediğimiz bor fiberleri yapacak işletmeler kurarak, 250 çeşit ürünü üretip satarsak hem yüz binlerce insan ekmek yer, hem de Türkiye'nin kazancı 228 milyon dolardan 34,5 milyar dolara çıkar . Bir gram bordan 100 megavatlık enerji üretiliyor, radyoaktif tehlikesi yok. 2003 yılından itibaren BMW ve Kraysler bor yakıtlı araç üretecek. Biz ülkemizin zengin hazinelerinin fakir bekçisi olmak istemiyoruz. İnsanların açlıktan çocuğunu öldürdüğü, intihar ettiği, sosyal patlamaların olduğu, mahalle kavgalarının başladığı bir Türkiye değil, her insanın çalışabildiği, fakirliğin ortadan kalktığı bir ülke olmak istiyoruz. Türkiye, bor madenlerine işleterek, işleyerek sahip çıkmalı. Balıkesir'den temin ettiğim bor madenlerini MGK üyelerine, Anayasa Mahkemesi Başkanı, YÖK Başkanı, Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar ve milletvekili arkadaşlarıma gönderdim. Özellikle Maden Yasası'nda yapılacak değişiklikte, bordaki devlet tekelinin kırılmasına yönelik maddelerin geçirilmesine müsaade edilmemesini sağlamak istedik. Eğer bunlara müsaade edilirse, bu millet, 21. yüzyılı, kapitülasyonları yeniden hortlatmasıyla hatırlar. Hiçbir milletvekili böyle ağır bir tarihi sorumluluğun altına girmek istemez. Komisyonumuzun yaptığı çalışmalar sayesinde, bazı maddelerde değişiklik yapılması temin edildi. Yurt dışındaki bor tekellerinin Türkiye'deki işbirlikçilerini elimine ettik. Örneğin; sondajlarda bor madeni çıkarsa, bunun tekrar Eti Holding'e iade edilmesini öngören bir madde ekledik. Ama bu yetmez. 3213 sayılı yasanın 49. maddesinde, şu tarihten sonra bulunan bor madenlerini özel sektör de işletebilir gibi hükümlerin kaldırılmasını ve bor konusunda kesinlikle Etibor'un tek yetkili olmasını istiyoruz. Onun dışında Türkiye'de krom var, demir var. Dünyada tekel konumu olmayan, stratejik ağırlık koyamayacağı bir sürü maden var. Özel sektör buyursun, bunları işletsin. Sebebi buradaki tesislerde görülüyor, toprağın üzerini açıyorsunuz, maden çıkıyor. Biz, ülkenin hazinesi olan bor gibi konularda mücadeleye hazırız. Şu andaki kişi başına milli gelirimiz 5 kat artırılabilir."

Öte yandan, Bor madenlerinin özelleştirileceği iddialarıyla ilgili olarak yetkili makamlardan resmi bir açıklamanın henüz yapılmadığı bildirildi.

09.03.2012