Odanın Organize Sanayi Bölgesi'ndeki merkezinde gerçekleşen toplantıda BSO Başkanı Ahmet Kula, BSO Meclis Başkanı A. Rona Yırcalı ekonomiye dair değerlendirmelerde bulundu.

BSO Başkanı Ahmet Kula, Sanayi Odası olarak yaptıkları çalışmalardan söz etti. Kula, İş Kurumu ve Milli Eğitim ile birlikte yürüttükleri proje kapsamında taleplere göre 59 kurs açıldığını, çeşitli iş kollarında 639 kişinin istihdam edildiğini, Balıkesir merkez, Bandırma ve Gönen'de halen devam eden 10 kursta 149 kursiyerin eğitim aldığını, iş gücü piyasası araştırma raporu hazırlandığını, bu şekilde işletmelerin 1 yıl içerisinde ihtiyaç duyacakları mesleklerin tespit edildiğini bildirdi. 2012 yılında UMEM Beceri 10 proje kapsamına hizmet sektörü ile tarım sektörünün de dahil edildiği, kursiyer para desteğinin de 20 TL'ye çıkarıldığı bildirildi. Proje kapsamında istihdam sayıları açısından en başarılı 10 il arasında pilot bölge olmamasına rağmen Balıkesir'in 7. olarak sıralamaya girip, İzmir, Eskişehir ve Adana'yı geride bıraktığını açıklayan Ahmet Kula, emeği geçenleri kutladı. BSO Başkanı Kula, GMKA'ya geçen hafta verdikleri projenin kapanışını başarıyla tamamladıklarını belirtti.

BALIKESİR'İN 2023 İHRACAT HEDEFİ 1 MİLYAR DOLAR ÜZERİ
BSO Başkanı Ahmet Kula, Balıkesir olarak 850 milyon dolar olarak yıllık ihracat oranını 2023 yılında 1 milyar doların üzerine çıkarmayı hedeflediklerini açıkladı. Ahmet Kula, "Balıkesir'in gerçek ihracatı 410 milyon doların çok üzerinde. Neden? Eti Maden Bigadiç ve Bandırma tesisleri 250 milyon dolar ihracat yapıyor. Bagfaş Bandırma'da 110 milyon dolar ihracat yapıyor. Firmaların kayıtları Ankara ve İstanbul'da olduğu için Balıkesir ihracatına yazılmıyor. Buna benzer Kastamonu Entegre'nin 10 milyon dolar, Sarıbekir ambalajın ihracatı ve diğerlerini eklersek Balıkesir ihracatı yaklaşık 850 milyon seviyelerindedir. İnşallah 2023 yılında Balıkesir ihracat hedefimizi 1 milyar doların üzerinde koyduk. Hep beraber bu rakamları kolaylıkla yakalayacağımıza inanıyorum" dedi.

RONA YIRCALI: "TÜRKİYE'NİN İSTİKBALİ TÜRK DİASPORASINDA"
BSO Meclis Başkanı A. Rona Yırcalı, hükümetin çalışmalarını takdir ettiklerini, istikrarın sürmesi ve ülke ekonomisinin büyüyüp gelişmesi için karşıdan bakmak yerine herkesin birlikte çalışması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin 90'lı yıllardan 2000 ve bugüne dek olan gelişimi ve nihayet bölgesel güç ve küresel oyuncu olmasının son derece önemli olduğunu belirten Rona Yırcalı, Türkiye'nin dünyada kazanması için en önemli stratejisinin "Türk Diasporası"nı geliştirmek olduğunu söyledi. Türk Diasporasının, "Türkiye'nin istikbali için kaçınılmaz bir konu" olarak niteleyen Rona Yırcalı, bazı rakamlar verip örneklerle dünyadaki Türk varlığına, dolayısıyla bu Diasporanın gerektiği gibi kullanılamadığına dikkat çekti. Rona Yırcalı, şöyle konuştu;

"Türkiye'nin istikbali için kaçınılmaz olan bir konu, Türk Diasporasıdır. İnanıyorum ki sayıları 6 milyona yaklaşan Türk Diasporasının stratejik bir güç olarak konumlandırılması kaçınılmazdır. Nitekim Diasporasıyla güçlü bağlar kurabilen ülkeler küresel değer zincirindeki konumlarını güçlendiriyor ve rekabetçi hale geliyorlar. Bence Ermenistan bunun en iyi örneklerinden biri. Denize açılımı olmayan, ekonomisi son derece zorluk içinde olan bir ülkenin dünyadaki Diasporası sayesinde neler yapabiliyor görmekteyiz. İsrail bunun daha eski, daha kuvvetli ve gelişkin örneğidir. Türk Diasporasının kıymetini anlatmak için bazı rakamlar vermek gerekirse, Türkiye yurt dışında en çok vatandaşı olan 10. ülkedir, Türkiye ABD'ye en çok öğrenci gönderen 10. ülkedir. Türkiye'nin yurt dışında bugün 130 bin üniversite öğrencisi eğitimine devam ediyor. Yurt dışında 4 bin Türk Derneği faaliyette, Viyana'nın batısında 50 yıl geçiren Türkler, Avrupa'da 140 bin Türk işletmesi var ve bunlar yılda 50 milyar AVRO'dan fazla ciro yapıyor. Son 10 yılda 3 bin 700 Türk işadamı 109 ülkeye 25 milyar dolar yatırım yaptı. Almanya'da yaşayan 3 milyon Türk 50 yılda 75 bin işçiye iş yeri açtı, 400 bin kişiye iş veriyor. 2015 yılında 160 bin Türk işletme sahibi olacak ve 800 bin kişiye iş verecek. Almanya'daki 10 bin Türk doktoru, mühendisi, hukukçusu Alman toplumunda çok saygın bir sahiptir. Önemli bir siyasi güce sahiptirler. Almanya'da girişimci olma oranı almanlar arasında yüzde 1 iken Türk kökenli vatandaşlarda bu oran yüzde 12 düzeyine çıkmıştır. Dünyanın en büyük yazılım ve bilişim şirketi Mikrosoft'ta 350, dünyanın en büyük internet arama motoru Google'da 35, ABD'li havacılık devi Boeng firmasında 75 Türk mühendisi bugün görev yapıyor. Bunları çoğaltmamız lazım. Cumhurbaşkanımızın yaptığı ziyaretler çok önemli, Batı yakasına giderek 2-3 gün geçirmesi çok önemli. Son olarak, Türk Diasporası için biraz üzerinde duralım. Bunu yapmazsak biz Türkiye'nin hiçbir meselesini kazanamayız. Fransa'da 500 bin Ermeni kökenli Fransız vatandaşı yaklaşık 350 - 400 bin civarında da Türk vatandaşı var. Bunların hemen çoğu gene Türk vatandaşı, sayılar yaklaşık eşit. Ama bir tanesi Fransız vatandaşı olduğu için neler yapabildiğini görüyorsunuz, biz böyle olmadığımız için maalesef bundan yoksunuz. Almanya'da 3 milyon insanımız yaşıyor. Ama bir diaspora olarak harekete geçiremediğimiz için maalesef birçok konularımızı son dakikada bir şeyler yapmakla mani olmaya çalışıyoruz. Amerika'da her nisan ayında meşhur Ermeni meselesi geçsin mi geçmesin mi diye heyetler gidiyor geliyor. Ama bunların artık bizim yurt dışındaki Türklerin ekonomik gücünün bunları kaldırabilecek olduğunu düşünüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin bunlardan faydalanma zamanı gelmiştir."

"HÜKÜMETİMİZİN ÇALIŞMALARINI TAKTİR EDİYORUZ"
"2012 KÖTÜ OLMAYACAK, EKONOMİ YÜZDE 5 BÜYÜR"
BSO Meclis Başkanı A. Rona Yırcalı, birçok kişinin 2012 yılı için kötümser olduğunu, ancak bunu paylaşmadığını, katılmadığını söyledi. Yılın ilk 5 ayının geride kaldığına işaret eden Rona Yırcalı, "Ben bu senenin ve bundan sonraki senelerin de ekonomik olarak 2011'e göre daha iyi olacağı kanaatindeyim. Belki yüzde 8,5 büyüme olmayacaktır. Ama biz yüzde 5'ler civarında büyümeden bahsediyoruz, geçen sene AB ülkelerinin büyümesi yüzde bir buçuktu. Biz 8.5 büyümemizle AB ülkesi olsaydık bu büyüme yüzde 1.8 olacaktı, yüzde 30 civarında büyümeleri fazla olacaktı. Bunlar unutuluyor. Yurt dışı seyahatlerimizde herkes bize bunları nasıl yaptığımızı, yüzde 8.5 büyümeyi nasıl gerçekleştirdiğimizi soruyor. Grup toplantılarını dinleyen varsa, herhalde kötümserliğe kapılmışlardır. Liderlerin birbirleri için söyledikleri her yerde söylenecek sözler değil. Ama bunlardan sıyrılıp daha ileriye gitmemiz, elimizdeki bu iyi imkanları, siyasi istikrarı ve bu ekonomik büyümeyi daha da ileriye götürmek için hep beraber olmamız lazım. Hükümetimizin yaptığı çalışmaları takdir ediyoruz. Bu kolay değil, üçüncü dönemde yüzde 50 ile geldiler ve bize istikrarı sağlıyorlar, hele de böyle bir bölgede istikrarı sağlıyorlar. Bu sene benim kanaatim yüzde 5'ler seviyesinde bir büyüme olacaktır, bunun için çalışmalıyız. 'Bu olacak mı?' diye karşıdan bakmak yerine çalışmalıyız. Biz Balıkesir Sanayi Odası olarak bu çalışmalara kendi çevremizden, kendi bahçemizden, bulunduğumuz bölgeden katkıda bulunmaya çalışıyoruz" dedi.

2023 HEDEFİ VE 100. YIL TESPİTLERİ
Aynı zamanda Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) İcra Kurulu Başkanı olan BSO Meclis Başkanı Rona Yırcalı, Avrupa CEO'lar toplantısında yaptığı konuşmasının bir bölümünü paylaştığı BSO Meclis Toplantısında, Türkiye'nin son 50 yılda iki temel dönüşüm gerçekleştirdiğini söyledi. Rona Yırcalı BSO Meclis Toplantısındaki konuşmasında şunları söyledi:

"Türkiye'nin kalkınmada önemli deneyimlerinin olduğunu kaydeden Yırcalı, "Türkiye son 50 yılda iki temel dönüşümü gerçekleştirdi. Bunlardan bir tanesi Çok Partili Demokratik düzene geçiş ve Serbest Piyasa Ekonomisinin kabul edilmesi. Bugün ihracat hedefli, özel sektör ağırlıklı ekonominin yerleştirilmesidir. Bu iki konuda kurumsal alt yapının ve hukuksal düzenlemenin oluşturulması konusunda özellikle son 10 senede önemli ve ciddi deneyimler geçirdik ve bunların bir çoğunda başarılı olduk. Türkiye buradan komşularına doğru bir atılım, dönüşüm yaparsa şunu görüyorum ki 2011 yılı ile başlayan etrafımızdaki halk hareketleri sonucunda komşu coğrafyalarda biraz önce saydığım iki dönüşüme de şiddetle ihtiyaç var. Türkiye önümüzdeki dönemde bölgesel politikalarını çok partili hayata ve serbest piyasa ekonomiye geçiş alanlarındaki tecrübe ve novhavk transferi üzerine inşa etmelidir. Bu kalıcı olan bir yaklaşımdır. Üzerimize giydirdiğimiz bölge liderliği ancak böyle sağlanabilir ve kalıcı olabilir. Ama bunu yapabilmek için de Türkiye'nin küresel konumuyla ilgili bazı dengesizlikleri de gidermesi gerekiyor. Türkiye halen satın alma gücü paritesine göre dünyanın en büyük 15 veya 16. büyük ekonomisidir. 2023 hedefi ilk 10. Ancak, ihracat sıralamasında 33., kişi başı milli gelir sıralamasında 53., küresel rekabet endeksinde 63., insani kalkınma sıralamasında 79. ve nihayet belki de en önemlisi cinsiyet eşitliği sıralamasında ülkeler arasında 121.'yiz. Bu dengesizlikleri bir an önce düzeltmemiz gerekiyor. Önümüzdeki 10 yıl için cumhuriyetimizin 100. yılına endekslendik. 100. yıl konusuyla ilgili bazı araştırmalar yaptım, mesela bu yıl Balkan Savaşının 100. yılı, 2014 yılı 1. Dünya Savaşının başlangıcının 100. yılı, 2015 yılı Çanakkale Savaşı ve Ermeni konusunun başlamasının 100. yılı olacak. 2018 yılı 1. Dünya Savaşının sona vermesi ve Sevr Anlaşmasının imzalanmasının 100. yılı olacak. 2019 Kurtuluş hareketinin başlamasının 100. yılı ve nihayet 2023 yılı cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı olacak. Bu perspektifi biraz daha ilerletirsek, Türkiye'yi komşu coğrafyalardan ayıran bu gelişmelerin içinde 10 yıllık bir plan ile bölgesel entegrasyon projelerine ağırlık vermesinde fayda vardır ve bu önemli bir fırsattır. Türkiye artık bölgesinde bir sanayi üretim üssü, bölgesel iş merkezi ve lojistik hap bölgesi olmuştur. Ülkemizin bir finans, eğitim ve sağlık merkez haline getirecek olan çok taraflı işbirliklerine de ağırlık verilmelidir. Artık eğitimin, sağlığın Türkiye için bir ekonomi haline geldiğini ifade etmek istiyorum. Biz yurt dışında, Amerika'da en çok talebe okutan 10. ülkeyiz, vakıf üniversitelerine de birçok ülkeden önemli ölçüde öğrenci gelmektedir. Bunların hepsinin önemli bir ekonomi oluşturacağı muhakkaktır. Biz de bununla ilgili kurumlar kuruyoruz. Sağlık kuruluşları artık Türkiye'deki hastanelerin akredite olmasından dolayı birçok ülkeden Batı Avrupa ve Amerika dahil insanlar aileleriyle birlikte buraya gelip yalnız sağlık için senede bir-iki ay geçirmektedir. Bunlar bizim için çok önemli. Bir çalışmaya göre 10 sene içinde sağlık masrafları Türkiye'de 18 katı artacak. Bir başka perspektif, Türkiye Yakın Coğrafya politikasını 5 deniz vizyonu ile şekillendirmeli. Bunlar Basra, Kızıldeniz, Akdeniz, Karadeniz ve Hazar bölgeleridir. Bunların bir kısmını biz ihmal ediyoruz. Bugün Basra'ya, Hazar bölgesine pek bakmıyoruz. Ama Kızıldeniz bu bölge için ileride çok önemli olacak. Türkiye'nin AB benzeri bir komşuluk politikası geliştirmesi faydalı olacak. AB'nin paralelinde olarak bu yapılmalı. Bu temel prensiplerin ışığında siyasi bölünmüşlüğe son vermekte büyük fayda var. Bölgesel entegrasyonu güçlendirecek hukuksal alt yapıların tesisi, yatay ilişkilerin güçlendirilmesinin teşvik edilmesi gerekiyor. Bizim de senelerdir üye olduğumuz NATO çok önemli değişimler geçiriyor. Sayın Cumhurbaşkanımız NATO toplantısı için Amerika'ya gitti, Sayın Başbakan aynı tarihte Afganistan ve Pakistan'da ziyaretler yaptı. Bunlar Türkiye'nin NATO'daki pozisyonu için önemli olan ülkeler. NATO Afganistan'dan çekilmeyi düşünüyor. Çekildiği zaman orada en önemli vazife yapan Türkiye. NATO zirvesinde acaba NATO'dan sonra Türkiye oradaki ağırlığı alır mı diye konuşuluyor. Bunlar bizim için yük, ama uluslar arası platformda bizim için de son derece önemli imkanlar. Siyasi istikrarın devam ettiği, ekonomik gelişmenin devam edeceğini kabul ettiğimiz bir ülkede bunların çok önemli olduğunu, ama bunların günlük gürültü - patırtı içinde kamuoyu önünde fazla görülmediğini, gazetelerin 2. ve 3. sayfalarındaki konuların daha öne çıktığını görüyoruz maalesef. Bu prensiplerin tatbiki için uluslar arası kalkınma örgütleri ve küresel sivil toplum kuruluşlarıyla proje bazında iş birlikleri yapmak lazımdır. NATO, BM gibi kuruluşlar. Artık kalkınmada özel sektörün de ağırlığının olduğunu tüm dünya kabul etmiştir. Bu biz özel sektör kuruluşları için son derece önemli."

BSO Meclis Toplantısının sonunda Balıkesir'in Türkiye 7.'si olduğu UMEM Beceri 10 projesinin yürütme kurulunda yer alan üyeleri BSO Başkanı Ahmet Kula ve Meclis başkanı Rona Yırcalı tarafından plaket ile ödüllendirildi. BSO Aylık meclis toplantısına GMKA Genel Sekreteri Mustafa Gündoğan ve İş Kurumu İl Müdürü Nazım Balcı konuk olarak katıldı. İş Kurumu İl Müdürü Balcı, iş adamlarına devam eden proje ve teşviklerle ilgili bilgiler verdi.

30.05.2012