Balıkesir'in Bandırma ilçesinde AK Parti teşkilatı tarafından yapılan toplantıya katılan Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, "Bugün yaşananlar sadece Recep Tayyip Erdoğan'ın başına gelmedi. Geçmişte Hasan Polatkan'ın da başına geldi. Hürriyet gazetesi manşet attı, evinden 4 milyon lira çıktı diye. 'Adnan Menderes ve Celal Bayar hakkında Eskişehir'den 12 uçak dolusu para ve altınla kaçıyorlar' diye attıkları iftiralar neyin nesiydi? 'Ardahan, Kars satılıyor' dedikleri neyin nesiydi? Kıbrıs'ı kurtaran, Ereğli Demirçelik fabrikasını kuran Fatin Rüştü Zorlu için, 'Mister Yüzde On' deyip, 'Evinde 1 milyon lira para bulundu' diye iftira atanlar, Yassıada'da bir tek iğne çöpü bulamadı. Turgut Özal ile eşi için söylenenler namussuzca, alçakçaydı. Başbakanı sindirmek için kullandılar. Süleyman Demirel'in namusuna girmediler mi? Unuttunuz mu ayakkabıcı hikayelerini? Kim yaptı? Sedat Simavi. Neden yaptı? Aynı dış operasyonu içeriden yönetmek için yaptı. Düşünün bakalım, aynı şeyleri aileniz için yaptıklarınızda damarlarınız kabarmaz mı? Erbakan'ı trilyonluk zimmet olayları ile gündeme getirdiler. Tansu Çiller için Alman gazeteleri manşet attı. Bu ülkeyi yönetenler, büyük iftiralarla karşı karşıya kaldı" dedi.

Konuşmasında kendisinin bir sivil olduğunu vurgulayan Soylu, "Bu tehlike bugün vardır. Sadece AK Parti için yoktur, Cumhuriyet Halk Partisi için de vardır bu tehlike. Milliyetçi Hareket Partisi için de vardır. Sonra, 'Eyvah' demek para etmez. Bugün eğer Başbakan Tayyip Erdoğan bu iradeyi göstermeseydi, teslim olsaydı, kuşatılmış, ele geçirilmiş bir Türkiye ile karşı karşıya kalırdık’’ diye konuştu.

Ana muhalefet partisi CHP'ye yüklenen Soylu, konuşmalarda sürekli AK Parti ve Başbakan Erdoğan'a hakaret edildiğini savunarak, "Sabahtan akşama kadar ülkenin ana muhalefet partisi lideri hakaret ediyor, hiç kimse sesini çıkarmıyor. Diğer muhalefet partisi lideri de hakaret ediyor. Tek parti döneminde bunu bir yapsalardı milleti falakadan geçirirlerdi. Tam tamına bugün 2 milyonu aşkın gazete, hükümetin aleyhinde fütursuzca, normal eleştiri sınırlarının çok üstünde değerlendirmelerini ortaya koymaktadırlar. Hangi antidemokrasiden bahsediyoruz? Dün devlet baskısından bahsedenler, paralel yapıyı görünce hemen rota değiştirmeye başladı. Çok açık söylüyorum. Sözlerim çok açık ve nettir. 17 Aralık’ta, Türkiye’nin gelişmesine, büyümesine, zenginleşmesine ve insanımızın o başı göğe değecek kadar onurlu bir şekilde yaşamasına muhalefet edenler bir darbe girişimini ortaya koymuşlardır. Sadece koltuk uğruna, Türkiye’nin bekasını ve Türkiye’nin geleceğini tehlikeye atmaya çalışıyorlar. Bir vesile ile demokrasiye yapılan suikasti görmezden geliyorlar. Milli iradenin tasfiyesini görmezden geliyorlar. Ülkenin istikrarını ve huzurunun bir şekilde ortadan kaldırılmasına yönelik o cinayetçi belirtileri görmezden geliyorlar. Cumhurbaşkanı dinlenir mi? Bizleri korku toplumu haline getirdiler. Acaba telefonlarımızı dinliyorlar mı? Acaba fotoğraflarımızı çektiler mi? Acaba videolarımızı çektiler mi? Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı dinlenir mi? T.C.'nin Enerji Bakanı dinlenir mi? Siyasetçiler, devlet adamları, iş adamları dinlenir mi? Dinlenirse o dinlemeler nerededir bugün? Bu dinlemeler kimdedir ve ne için kullanılacaktır?" diye konuştu.

04.03.2014