Gribin hasta kişilerin bulunduğu ortamlarda, hapşırma ve öksürme yoluyla ve virüs bulaşmış ellerle temas sonrasında kolaylıkla bulaştığını anlatan Baysal, gribin yüksek ateş, öksürük, yaygın kas ağrıları, eklem ağrıları, halsizlik, bulantı, burun tıkanıklığı ve baş ağrısı gibi belirtiler ile kendini gösterdiğini dile getirdi. Grip hastalığına yakalandıkdan sonra tedavisinin semptomatik olduğunu, yatak istirahati, bol sıvı gıdalar ve semptomatik ilaç tedavisinin yeterli olduğunu ifade eden Baysal, sağlıklı insanlarda gribin 1 haftada kendiliğinden iyileştiğini kaydetti.
Baysal, ancak vücut direnci zayıf ve kronik hastalığı olanlar, kalp-akciğer hastalığı olanlar, yaşlılar, şeker hastalığı olanlarda gribin zatürree, beyin iltihabı, kalp kası iltihabı gibi ciddi ve ölümcül komplikasyonlara sebep olduğunu, bu durumda gripten korunmanın tek yolunun aşı olduğunu ifade etti.
Baysal, aşının yararlı olabilmesi için salgın başlamadan önce, yani eylül-ekim aylarında aşının yapılması gerektiğini, aşının uygulandıkdan 10-15 gün sonra koruyucu olduğunu belirtti. Baysal, "Genel olarak 65 yaş ve üstü kişiler, altı aydan büyük tüm bebekler, çocuklar, ilk üç ayından sonra tüm hamilelerin aşı olması tavsiye edilir. Kronik hastalığı (kalp yetmezliği, şeker hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, kronik akciğer hastalığı, kanser hastalığı) olanlar, öğrenciler, öğretmenler, doktorlar, hemşireler, hastane çalışanları, askerler, yurtlarda yaşayan öğrenciler yüksek risk grubuna girdiğinden aşılanmaları gerekir. Aşı, embriyonlu yumurta kesesinden elde edilmektedir; bu nedenle yumurta allerjisi olanlar kullanmamalıdır. Aşı sonrası nadiren, hafif geçen, nezle benzeri bir tablo oluşabilir. Aşı yerinde kızarıklık ısı artışı, hafif ateş kas ağrıları, kırıklık hissi olabilir, 1-2 günde düzelir" dedi.
27.09.2010