Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zerrin Öğretmen, esmer tenlilerin daha geç yaşlandığını, açık renk tene sahip olanların ise cilt kanseri riski taşıdıklarını belirtti.
Cilt rengi ile hastalıklar arasında ilişkiye dikkat çeken Doç. Dr. Öğretmen, güneş altında çok durmanın yaşlanmayı beraberinde getirdiğini vurgulayarak deniz kenarında oturanlarda yaşlılık belirtilerinin güneşin daha çok yansıması nedeniyle arttığını söyledi.
Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan ÇOMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zerrin Öğretmen, insanların cilt renklerinin çeşitli özelikler içerdiğini ifade ederek, "Toplumda bilinen esmer, sarışın ve kumral ten renklerinin ötesinde bilimsel olarak 6 tip cilt rengi daha bulunuyor. İnsanların ten renklerinin farklılığıyla birlikte özellikleri de farklılık taşıyor. Deriye renk veren hücrelerdir. Hücreler de ten rengine göre farklı salgılar yapmaktadır.
Buna göre zenci gibi koyu renk tene sahip olanların yaydığı salgılar nedeniyle cilt kanseri olma riskleri çok düşüktür. Açık renk tenliler ise cilt kanserine daha yatkındır" ifadelerini kaydetti.
"ESMERLER LEKELİ, KUMRAL VE SARIŞINLAR ÇİLLİ"
Farklı ten renklerinin farklı özelikler taşıdığını aktaran Doç. Dr. Öğretmen, esmer tene sahip kişilerin leke oranlarının daha fazla olduğu söyledi. Kumral ve sarışın gibi açık renk ten sahiplerinde ise çil oranının esmerlere nazaran fazla olduğunu kaydeden Doç. Dr. Öğretmen, açıklamasında şunları aktardı : "Her ne kadar esmerlerde daha çok leke de olsa esmerler daha geç yaşlanıyor. Açık renk tene sahip olan bireylerde ise yaşlanmanın daha hızlı olduğu saptanmaktadır. Bütün bunlarda cildin direncinin ve başka etmenlerin de etkisi vardır."
"GÜNEŞTE KALANLAR ÇABUK YAŞLANIYOR"
Doç. Dr. Zerrin Öğretmen, insanların sürekli güneş ışınlarına maruz kaldığını da söyleyerek, güneşin cilt için zararlı ışınlar ilettiğini vurguladı. İnsanların bazen olması gereken görünümlerinden daha yaşlı gösterdiklerine dikkat çeken Doç. Dr. Öğretmen, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsanlar bazen olması gereken yaştan daha genç veya daha yaşlı görünebiliyor.
Şüphesiz bunda kentte veya kırsalda yaşaması, aldığı besinler, zararlı yiyecek ve içecekleri kullanması çok etkili. Fakat bununla birlikte çok çok etkili olan şey güneş ve yaydığı ışınlardır. Güneşin yaydığı ultraviyole a ışınları yaşlanmayı doğurmaktadır. Ultraviyole b ışınları ise yanıklar meydana getirmektedir. "
"NE KADAR GÜNEŞ, O KADAR YAŞLILIK"
Doç. Dr. Öğretmen, açıklamasında, güneşten korunmanın yaz ve kış her zaman lazım olduğunu, güneşten korunmanın doğuştan başlaması gerektiğini söyledi.
Doç. Dr. Öğretmen, "Hayatınızın ilk 20 yılında ne kadar güneş ışığına maruz kalmışsanız ileride o kadar yaşlanırsınız. Bu durum, beraberinde cilt kanseri olma riskinizi de artırır. Birden güneşe çıkmak ve uzun süre güneş altında kalmak sağlıksız bir durumdur. Kışın bile güneş zararlı olabilmektedir. Yazın 15 dakikada aldığınız güneş ışığını kışın 1 saatte
alırsınız. Kış güneşi zararsız değildir" diye konuştu.
DENİZ KENARINDA YAŞAYANLAR DİKKAT
Doç. Dr. Zerrin Öğretmen, özelikle bulunulan yerin yaşlanmada önemli olduğunu belirtti. Öğretmen, yüksek yerlerde oturanların güneş ışınlarına önemli ölçüde maruz kaldığını kaydederken, aynı riskin deniz kenarında oturanlarda da olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Öğretmen, "Deniz, güneşin ışığını önemli ölçüde yansıtmaktadır. Özelikle deniz kenarında oturanlar bu ışınlara önemli ölçüde maruz kalmaktadır. Bu sebeple özelikle deniz kenarında oturanlar korunma kremlerini yaz ve kış sürekli kullanmalıdır. Dikkat edilmemesi durumunda bu durum ileride cilt kanserine kadar gidebilmektedir" dedi.
19.02.2011