Ayvalık ilçesinde, hükümet tarafından performansa göre maaş uygulaması ile ilgili bir basın açıklaması yapan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Balıkesir temsilcileri, söz konusu yasa ile sağlık hizmetlerinin özelleştirildiğini ve hastanelerde verilen hizmetlerin parçalanarak şirketlere verildiğini belirtti.
Önceki gün Ayvalık Devlet Hastanesi’nde bir araya gelen SES üyeleri, ilçede faaliyet gösteren bazı sivil toplum kuruluşlarıyla, siyasi parti temsilcileriyle vatandaşlarında destek verdiği bir basın açıklamasında bulundular. “Güvenceli iş, güvenli gelecek istiyoruz” denilen ve SES Balıkesir Şube Yöneticilerinden Birsen Seyhan’ın seslendirdiği basın açıklamasında, “Sağlık ve sosyal hizmetler alanı hızla özelleştiriliyor.
Özelleştirmenin en yaygın biçimi ise taşeronlaştırma yoluyla gerçekleşiyor. Daha önce bir hastanede tamamen kamuya ait olan ve kamu görevlileri eliyle verilen hizmetler parçalanarak şirketlere veriliyor. Böylece kadrolu, iş güvenceli istihdam yerini, her yıl sözleşme ile yenilenen ve sıklıkla iş akdi sonlandırılarak kapı dışarı edilen çalışanların hızla çoğaldığı istihdam biçimlerine bırakıyor.
İşkolumuzda; 10 yılı aşkın süredir taşeron, 4/B, 4/C, 4924 ve vekil adı altında güvencesiz çalışma alabildiğine yaygınlaşmıştır. Aynı işi yapanlar farklı ücretlendirilmiş, farklı özlük hakları uygulanmıştır. Bunun sonucunda çalışanlar bölünerek, işverene karşı örgütlülüğü ve hak alma mücadelesi zayıflatılmaya çalışılmıştır. Oysa İş güvencesi emekçinin haklarını arayabilme olanağını genişletir, emekçilerin birlikte örgütlenmesini kolaylaştırır.
Statü farklılıklarından kaynaklanan bölünmeleri ortadan kaldırır. İş güvencesinin olduğu yerde kolektif hak ve özgürlükler vardır. Sendikalaşma özgürlüğü vardır. Toplu iş sözleşmesi özgürlüğü vardır. Greve gitme hakkı vardır. İş güvencesi, ücret güvencesinin de teminatıdır. İş güvencesinin olmadığı yerde uzun süreli çalıştırma, iş yoğunluğu, angarya artar ancak ücretler düşüktür ve çoğu kez zamanında ödenmez” denildi.
Yapılan açıklamada, ülke genelinde emekçilerin makineleştiğini ve birbirlerine ‘merhaba’ bile diyemeyecek hale geldiği vurgulanırken, “Eşitsizliğin, adaletsizliğin, insanı makineleştirmenin, sağlık kuruluşlarını darphane, hastayı banknot olarak görmenin diğer adı performansa bağlı döner sermaye uygulamasıdır.
Aynı ilde, aynı hastanede, aynı mesleği yapanlar arasında bile ciddi farklar var. Ücret adaletsizliği derinleşti. Bu durum çalışanlar arasında iş barışını, ekip çalışmasını bozdu; tıbbın temel etik değerleri çiğnendi, hastalığı önlemenin, tedavi etmenin yerini ‘daha çok hasta, daha çok para’ ilkesi aldı. Yakın zamanda emekçilerin karşı çıkışlarına rağmen TBMM den geçirilen Torba Yasa ile birlikte ve hükümetin gündeminde sürekli tuttuğu Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı ile şu anda iş güvenceli olarak tanımlanan 657 – 4/A’lı çalışanların da iş güvencesi elinden alınarak tüm çalışanlara esnek ve kuralsız çalışma dayatılmaktadır.” ifadeleri yer aldı.
İSTEKLERİNİ SIRALADILAR
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri olarak, hükümetten isteklerini sıralayan SES üyeleri yaptıkları açıklamada, “Sendikamız tüm bu iş güvencesiz çalıştırma biçimlerinden derhal vazgeçilmesini; Sağlık ve sosyal hizmetlerin temel bir hak olduğundan hareketle; sağlık ve sosyal hizmet alanındaki özelleştirme programlarının durdurulmasını ve bu alanların yeniden kamulaştırılmasını, Kamu hizmetlerinin sürekli olması nedeniyle; kadrolu, iş güvenceli, sürekli çalışan kamu görevlileri eliyle verilmesini, Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin; kadrolu, sözleşmeli, vekil, 4/B, 4/C, taşeron ayrımı olmaksızın güvenceli statüye kavuşturularak eşit haklar sağlanmasını, Ücret adaletsizliğinin giderilerek, tüm çalışanların temel ücretlerinin insanca yaşanacak bir düzeye yükseltilmesini, Performansa bağlı döner sermaye uygulamasına son verilmesini, Tüm çalışanların temel ücretleri insanca yaşayacak düzeye yükseltilmesini, ücretlerin çalışanların eğitim, kıdem, iş güçlüğü, çalışma süreleri, yoğunluğu vb. değerlendirilerek kademelendirilmesini, Nöbet ücretlerimizin yükseltilmesini, fazla çalıştırmaya son verilmesini, zorunluluk halinde ise izin/yeterli ücretlendirme yapılmasını, Elimize geçen tüm ücretlerin, emekli maaşımıza ve emeklilik tazminatımıza yansıtılmasını. Aynı işi yapanlara aynı ücret ödenmesini, 4/a,b,c, taşeron, vekil farkı yaratılmamasını istemekte ve bunlar için mücadele etmektedir. Güvencesizlik gün geçtikçe yaygınlaştırılmaktadır. Onlar, parçalayarak daha kolay yönetmek, bizleri köleleştirmek istiyor. Bizler ise ısrarla birleşmek, dayanışma içerisinde olmak ve bu saldırıyı geri püskürtmek zorundayız.. Püskürtünceye kadar da mücadeleye devam edeceğiz” ifadelerine yer verildi.
26.02.2011