MHP Edremit İlçe Başkanı Ahmet Soylu, İlçe Yönetimi ve partililerin katıldığı açıklamada konuşan Mümin Tansu Dönmez, “Ben de Balıkesir’de doğup büyümüş, Balıkesir’in ekmeğini yemiş, Balıkesir’in suyunu içmiş, Balıkesir’in sorunlarını bilen, Balıkesirli olmakla gurur duyan, yani kısaca sizlerden biriyim.

İlkönce, kısaca, ailemi daha sonra da kendimi tanıtmak istiyorum. 4 ve 15 yaşlarında Umay ve Elif Seray isimlerinde iki kızım var. Eşim, halen, Milli Eğitim Bakanlığı Balıkesir Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi’nde, Görsel Sanatlar Öğretmeni olarak görev yapmakta.

Babam, Bulgaristan Deliorman Türklerinden olup, 1951 yılında ailesi ile birlikte Türkiye’ye gelerek Balıkesir merkez Aslıhan Köye yerleşmişlerdir. Babam emekli hava astsubayıdır. Annem, Balıkesir doğumlu olup, Balıkesir Dumlupınar Mahallesi’nin yaklaşık 40 yıl muhtarlığını yapan Hasan Egeoğlu’nun kızıdır.

Annemin ailesi Balıkesir’in yerlileri tarafından ‘Kabasoğanlar’ lakabı ile tanınırlar. Biri Hava Pilot Yarbay, diğeri Yüksek Mimar olan 2 de kardeşim var. 1966 Balıkesir doğumluyum. Sırası ile Mehmetçik İlkokulu, Balıkesir Ortaokulu, Muharrem hasbi Koray Lisesi ve Necatibey Eğitim Fakültesi Kimya Öğretmenliği Bölümü olmak üzere öğrenimimin tamamını Balıkesir’de tamamladım.

Askerliğimi 1990-1992 yılları arasında terör olaylarının oldukça fazla olduğu bir dönemde, gönüllü olarak gittiğim Eğirdir Dağ Komando Okulu’nda komando eğitimi aldıktan sonra Bingöl İl Jand. Alay Komutanlığı’nda asteğmen rütbesi ile komando tim komutanı olarak 16 ay süre ile yaptım. Bingöl Diyarbakır, Tunceli’de bir çok operasyona da katıldım.

1992-yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nda Kimya öğretmeni olarak göreve başladım. Sırası ile Diyarbakır, Çanakkale ve Balıkesir’de görev yaptım. Son görev yerim olan Karesi Kız Teknik ve Meslek Lisesi’ndeki görevimden istifa ederek 24. Dönem milletvekili seçimleri için Milliyetçi Hareket Partisi’nden aday adayı oldum.

1980 öncesi ortaokul çağlarında yaklaşık 12- 13 yaşlarında, ailemden habersiz gizli gizli gittiğim, o zaman eski hal binasının üst katında bulunan, Ülkü Ocakları ile tanıştım. Gizli gizli gittim diyorum çünkü, babamın asker olmasından ve o zamanın olaylı ortamından olacak, evimizde kesinlikle siyaset konuşulmazdı. Ben ve kardeşlerim anne ve babamın hangi partiye oy verdiklerini dahi bilmezdik. Sorduğumuzda da ekmek partisi cevabını alırdık.

Ülkü Ocakları’ndan ve ailemden aldığım eğitim bana, olaylara bireysel değil toplumsal bakmayı, her davranış öncesinde empati yapmayı, çevremdeki sorunları görebilmeyi ve sorunların çözümü noktasında sorumluluk duymayı, önce kapımın önünü temizlemem gerektiğini, kısaca baktığını gören, gördüğünü yorumlayabilen ve var olan sorunların çözümü için gerekeni yapmak zorunda olduğumu öğretti ve benimsetti. Bu düşünceyle Yaklaşık 17 yıldır Altınoluk ve Edremit bölgesinde, gençlerimizin eğitimi çerçevesinde ocak faaliyetlerinde faal olarak bulunarak, bir eğitimci olarak toplumdaki sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalıştık. Bu bakışla çevreme yani Edremit,e , Balıkesir’e ve ülkeme baktığımda, Neden et, zeytin, kavun, domates, biber üreticisi karnını doyuramıyor.

Banka kredileri ile boğuşup hacizlere batıyor. Neden, çoluk çocuk sahibi olan kalifiye elemanlarımız, ustalarımız kobiler de koca koca fabrikalarda asgari ücretlerle çalışıyor. Neden, işçi, memur, esnaf, çiftçi, emekli borçlu? Neden, kışın pencerelerimizi açamıyoruz, neden sokaklarda yürüyüş yapamıyoruz, sokaklarımızda dumansız hava sahasını ne zaman sağlayacağız. Neden gençlerimiz büyüklerine saygı duymuyor, örf ve adetlerimize uymuyor ve uyuşturucu kullanıyor. Neden, gençlerimiz öldürülüyor ve öldürüyor. Neden, çocuk esirgeme kurumlarımız, yetiştirme yurtlarımız ağzına kadar dolu? Neden, herkes evine işyerine kamera ve alarm sistemleri kurmaya çalışıyor. Neden, kadınlarımız yanlarında biber gazı taşıyorlar. Neden öğretmeni, laboratuarı, uygulama alanları, hatta binası olmayan okullarımız var.

Neden vekillerimiz seçildikten sonra halkın içine girmezler. Neden parti ayrımı olmaksızın vekillerimiz, Balıkesir’in sorunlarını çözebilmek için kafa kafaya vermezler? Neden birlik olup halkın sorunlarını çözmek için çaba sarf etmezler? Neden hükümet saçma sapan açılışlarla halkı oyalıyor. Bütün bunlar olduğu halde siyasetçilerimiz, işadamlarımız zenginliklerine zenginlik katıp, zenginlikte ülke çapında nasıl ön sıralarda yer alabiliyorlar. Neden, tüm bu sorunları çözebilecek olan meclise, yıllardır aynı isimleri gönderiyoruz ve hala yapılan anketlerde, aynı isimleri oylamaya devam ediyoruz.

Yaklaşık 850 binin üzerinde seçmeni olan Balıkesir de, çevremizde bu sorunları görebilecek ve çözebilecek daha kabiliyetli insanlar yok mu. İşte, küçük bir kısmını belirttiğim sorunları hepimiz yaşıyoruz ve aslında nedenlerini de çözümlerini de biliyoruz. Ama halkın yetki vererek, benim adıma mücadele et, benim sorunlarımı çöz diyerek meclise gönderdiği ve halkın sorunlarını ben çözeceğim diyerek, sorunların çözüme ulaştırılması yer olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giden vekillerimiz, ne yazık ki, ya baktığını göremiyorlar ya da kişisel menfaatleri doğrultusunda hareket ediyorlar.

Artık bu gidişata dur demek gerekiyor. Bu gidişatı değiştirecek kadrolar Milliyetçi Hareket Partisi içinde mevcut olan Ülkücü kadrolardır. Ülkücüler olarak biz diyoruz ki; Biz işçiyiz, biz memuruz, biz esnafız, biz emekliyiz, biz genciz, biz yaşlıyız, kısacası biz halkın ta kendisiyiz. Biz çalmadık, yalan söylemedik, hep bedel ödedik. Bu güne kadar her zaman doğruya doğru, yanlışa yanlış dedik. Bundan sonra da bedeli ne olursa olsun, her ortamda, her zaman, doğruya doğru, yanlışa yanlış demeye devam edeceğiz.

Türk Milleti’nin refahı, huzuru ve geleceği için, ırk, din, mezhep ayrımı yapmadan, gözümüzü kırpmadan, bundan önce de olduğu gibi, bundan sonra da bedel ödemeye hazırız. Halk’tan kopmadan, her zaman Halk’ın içinde, toplumun her kesimi ile beraber, sorunları yerinde tespit ederek, sorunları yerinde çözmek için, muhatapları ile sonuna kadar mücadele etmeye kararlıyız.

Türk Milleti üzerinde hesapları olanların hesaplarını, ancak milliyetçi hareket engelleyecektir. Yoksulun umudu, mazlumun koruyucusu, mert, dik duruşlu, kişisel hesaplar yapmayan, Türk Milleti’nin menfaatlerini canından bile önde tutan, eskimeyen, yediden yetmişe hep yeni olan kadrolarımızla iktidara talibiz ve Allah’ın izni ile iktidar olacağız. Biz bu yoldaki yükümüzün ağırlığını biliyoruz ve Havran’lı Koca Seyit gibi üstesinden gelmeye hazırız. Bu yolda inadımız ve en önemlisi başarımız inşallah Kurtdereli Mehmet Pehlivan gibi olacaktır.

Bu yola çıkarken her şeyi göze aldık ve halka hizmet Hakka hizmet düsturuyla yola çıktık. Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK, yol göstericimiz Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ, liderimiz Dr. Devlet BAHÇELİ ve ilham kaynağımız Şehit Kaymakam Hamdi Beydir. Aynı ruh aynı imanla karşınızdayım ve bu işe talibim adayım. Ne Mutlu Türküm Diyene” dedi.

23.03.2011