Paşalı, Belediye Başkanı İsmail Ok'u mahkemeye vermeye hazırlanıyor.

Ahmet Paşalı, Belediye Başkanı İsmail Ok'un önce kendisi üzerinden BİMER'i yok yere suçladığını, ardından kendisini kamuoyu önünde yıpratıp küçültücü ifadeler kullandığını belirterek yasal haklarını kullanacağını söyledi. Kepsut yolu üzerindeki Balıkesir Belediyesi Hayvan Pazarının hemen yanında bir kamu kuruluşu ile özel mülk sahiplerinden satın aldığı imarlı araziye modern mezbaha tesisi yapmak için girişimde bulunan ancak Balıkesir Belediyesinden ret cevabı alınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na yaptığı müracaatı kabul edilip işlemleri başlatılan Ahmet Paşalı, Belediye Başkanı İsmail Ok'un Balıkesir kamuoyunu bilerek yanılttığını, yalan söylediğini iddia etti. Kendisi hakkında bilip bilmeden sadece Belediye Başkanının gıyabında söyledikleriyle çeşitli haberler yapıldığını ve büyük bir haksızlığa uğradığını belirten işadamı Ahmet Paşalı, yatırım yapacağı arazi ve bu süreçte yaşadıklarını anlattı. Hakkında çıkan haberlerle ilgili avukatı aracılığıyla gazetelere tekzip yazısı gönderdiğini kaydeden Paşalı, kamuoyunun doğruları bilmesi gerektiğini söyledi. Aslen Rizeli olan ancak 35 yıldır İstanbul'da yaşadıktan sonra 3 yıl önce Balıkesir'e yerleşen Ahmet Paşalı, et işi yaptığını, İstanbul'daki Mirza Et ve Paşalı Et isimli iki firmasının faaliyette olduğunu, Balıkesir'de mezbaha sıkıntısı çektiği için uzun zamandır planladığı mezbaha tesisini hayata geçirmek için çalıştığını anlattı. Balıkesir'de köylüden aldığı hayvanları mezbahada kesimini yapıp İstanbul'da marketlere, lokantalara ve ulusal firmalara satan Paşalı, kesimlerin İslami usullerde yapılmasının en büyük hassasiyeti olduğunu, müşterilerinin de bu konuda titiz olduklarını belirtti. Ahmet Paşalı, "Tarım Bakanlığının çıkardığı yeni bir kanun ile mezbahaların kapanması söz konusu. Kepsut ilçesinde belediyenin mezbahası için görüştüm, ancak benim proje oraya uygun olmadığından vazgeçtim. Balıkesir'den hayvan pazarına yakın bölgeden yer baktım, bir arkadaşım beni Niyazi Tunç ile tanıştırdı. Birlikte İmar müdürüne gittik, ben yapmak istediğim yatırımı anlattım. Bu iş en güzel hayvan pazarının yanında olurdu, yanındaki yer satılık olunca görüşüp aldım, hatta kazıklandım. Dönümü 5 bin TL yer varken ortalama 25 bin TL'den aldım. Ki biz arsa ticareti yapmıyoruz 5'e alıp 10'a satalım. Ben et işi yapacağım, araziyi 10 liraya alsam ne olur, almasam ne olur? İmarına baktık konut imarı, ben oraya konut yapsam parayı koyacak yer bulamam. Mühendislere sordum, yer güzel ama uğraştırır dediler, kanunsuz bir şey var mı dedim, yok. O zaman uğraşalım dedim. Alternatif yerler de aldım, belediyeye gittim olmaz dediler. Hikmet bey hiçbir yer olmaz dedi, o zaman siz söyleyin neresi olur diye çıkıştım. Niyazi bey beni Tuna bey ile görüştürdü. Ben, Sayın başkan sizin mezbaha yapmak gibi bir düşünceniz var mı, eğer varsa ben hiç bu yatırımı yapmayayım dedim. Başkanımız yurt dışında gelince konuşalım, ona sormadan bir şey diyemem dedi. Sonra ben Kalkınma Ajansına gidip projemi anlattım, Ekrem bey ile Belediye Başkanından randevu aldık. Belediye Başkanı 'ben arkadaşlara bir sorayım' dedi, 15 gün sonra tekrar görüştük; Bana 'burası olmaz kardeşim sen ne yapacaksın buraya?' dedi. Et Entegre Tesisi yapacağımı söyledim. Bana, 'sen yalan söylüyorsun, sen buraya mezbaha yapacaksın' dedi. Başkanım projenin en büyük maliyeti zaten kesimhane kısmı, parçalama dediğin 3 tane makine zaten. Benim istediğim özel hastane gibi, herkesin görerek içinin rahat olduğu bir yer. Herkes görsün ama içeri giremesin. Yoğun bakım odaları gibi, tertemiz hijyenik ortamlar olsun. Ben bunun derdindeyim. Dışarıdan baktığınızda Balıkesir’in en güzel binası olsun. Ön tarafını giydirme cephe yapayım. Projelerim ona göre. Yoksa ben 1 milyon liraya da mezbaha yaparım. Başkan bana 'yalan söylüyorsun' deyince zoruma gitti. Ben projemi göstereyim dedim, başkan bana 'ben bu milletin bedduasını alamam' dedi. Ya ben meyhane mi; Pavyon mu açıyorum da niye beddua olsun? 'İzin vermiyorum tamam' dedi kapadı. Benim Çevre ve Şehircilik Bakanlığı müracaatımda açıkça mezbaha ve et entegre tesisi yazıyor. Et entegre tesisinin tanımı ile mezbahanın tanımını bilmeyecek kadar bu işten yoksunlar" dedi.

"BİMER DEĞİL, AKİM'E YAZDIM"

İşadamı Ahmet Paşalı, Belediye başkanı İsmail Ok'a derdini anlatmak kendisini izah etmek için mail attığını, kendisi hakkında Başkan Ok'a kendi köyündeki vatandaşlardan dahi bilgi sorabileceğini anlattığını aktardı. Paşalı, "Ben sonra başkana mail attım. Sayın başkan ben ekmek yemek için ve insanlara ekmek vermek için yatırım yapmak istiyorum dedim. Beni kendi köyünüze dahi sorabilirsiniz dedim. Ben Karadenizliyim çok şükür, bizde önce mertlik öğretilir. Beni dinlemediniz, ama olsun makamınıza hürmet ediyorum ama şahsınıza minnet etmeyeceğim dedim. Ardından telefon geldi İsmail Ok arıyor dediler. Bir feryat telefonda, mailimi almış ona kükrüyor. Sayın Başkan serzenişimi anlattım size, hakaret etmedim. 'Ulan sen kaç yaşındasın, senin yaşın kaç?’ dedi, bu size yakışmıyor başkan dedim. Yanlış yapıyorsunuz başkanım, hakaret ediyorsunuz, yalancı diyorsunuz dedim kapattık tekrar. Ben oturdum tekrar mail yazdım. Bu yatırımdan da vazgeçeriz gibi şeyler yazdım. Cevap geldi, 'şimdi esnaflığınıza ve kişiliğinize yakışır bir mesaj olmuş teşekkür ederim' demiş. Kalkınma Ajansındaki yetkilinin önerisiyle Vali Beye gittik. Ben Başbakana çok yakın isimlerle tanışıyorum. Ama bugüne kadar bir şey istemiş miyim bir sorun? Kendi köylüm Müsteşar, o çıksın desin ki ‘bu evladım benden şunu istedi’. Vali Beye anlattım her şeyi. Bana belediye izin vermedi dedim. Öyle şey olmaz dedi, peki dedim. Sen yarın gel dedi. Kalkınma Ajansı’nın yemeği vardı, Vali Bey, kalktı masamıza geldi, hatta Belediye Başkanı da oradaydı ama yüz yüze gelmediğimiz için beni tanımıyor. Biz de alternatif yerlerin fotoğraflarını çekmiştik. Kendisine teşekkür ederim, bir Vali toplantının ortasında gelip 20 dakika benim projemi dinledi. Kendisi de mezbaha yanına uygun dedi. Bir tane konut yok zaten, karşıda başka bir Et Entegre Tesisi var. Tavuk kümesleri var. İçime kurt düştü, ertesi gün Ekrem Beye dedim ki, bak burası konut alanı, sonra Vali Bey bize ‘burası konut alanıymış ben bilmiyordum demesin’ dedim. Ekrem bey anlatınca Vali Bey 'orada konut mu olurmuş?' demiş Ekrem Beye. Gittim Vakıfbank’a 40 küsur parsel var orada. Bana bina kurmam için bin 500 metrekarelik bir yer yetecek zaten. Tarla meraklısı değilim ki ben, 3 dönüm yer alayım yeter dedim. Sonra mühendisler sağlık bandı çekilecek sen biraz daha al dedi. Tekrar ihaleye girdim, Vestel’den yer aldım, 2 tane de vatandaştan aldım. Hatta birisi ile anlaştım, tapuda oğlumun kredi kartı borcu var onu da ödersen satarım dedi, onu da ödedim. 400 bin TL’ye yakın yer masrafı yaptım. Belediye Başkanı diyor ya 'yeri ucuza aldı' diye. Dönümünü 25 milyara aldım, kendi mezarlığın alanını dönümünü 4 milyara almış. Başkan gitsin vatandaşın hakkını ödesin, ben 25 milyar verdim dönümüne. Sonra yeni çıkan Kanun Hükmünde Kararname yerinde olan 644 sayılı kanunu inceledim, yatırımcılar anlatılıyor. 'Özel yatırımcıda belediye 3 ayda onay vermezse, Valilik teklifi ile Bakanlığa gönderilir Bakanlık inceler' diyor. Vali Bey doğru olanı yapmıştır, bunda ne bir imtiyaz ne de bir torpil vardır. Ben resmi prosedürler için belediyeye müracaat ediyorum. Birinci ayın 10’unda belediyeye müracaat ediyorum, birinci ayın 16’sında AKİM’e müracaat ediyorum. Ben BİMER’e başvurmadım. Çünkü ben hayatı boyunca siyasi torpil kullanmadım. Burası AK Parti olsaydı o zaman BİMER’e şikayet ederdim. Ben onu MHP’ye de şikayet edebilirdim. MHP’nin de üst düzeyinde bizim sözümüze itibar edecek büyüklerimiz var. Belediye Başkanı 'bütün partiler belediye meclisinde reddetti' diyor. Benim müracaatıma İmar Komisyonu diyor ki, 'falan yerde Devlet Demiryolları izin vermediğinden' diyor; Belediye Devlet Demiryollarından bir görüş yazısı almamış. Ama bende var o yazı, ben aldım. Başkan 'Devlet Demiryolları izin vermiyor, peşkeş çekiyorlar' diyor. Devlet Demiryolları 'benim açımdan bir sakınca yoktur' diyor yazısında. Yer kamulaştırması olursa bile sorun değil, 140 metre mesafem var benim. Ben bu yazıyı ayın 5’inde aldım. Sonra Karayollarının yazısını söylüyorlar. Karayolları 14. Bölge Müdürlüğü’nden de yazı aldım. 'Kurumumuzca hiçbir sakıncası yoktur' diye yazı elimde. Karayolları açısından benim değil, önümdeki parselin sıkıntısı vardı. Onların ki Türkiye Cumhuriyeti Karayolları da benim ki Yunanistan Karayolları mı? Bu olay İmar Müdürünün ya iş bilmezliği yada işgüzarlığı. Bakanlık bu yerle ilgili olarak 8 ayrı kurumdan görüş istemiş. Tek görüş vermeyen kurum Balıkesir Belediyesi. Bakanlık Belediyeye diyor ki 'sağlık koruma bandı belirle'. Verin ya, bana haksızlık edin de gene o mesafeyi verin. En son karar aldılar görüş vermediler, Belediye Bakanlığa cevap vermiyor."

Ahmet Paşalı, Belediye Başkanının yazışmalardaki şikayetiyle ilgili olarak Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER)'i töhmet altına soktuğunu, bu yanlış bilgilendirmenin Belediyeyi komik ve üzücü bir duruma soktuğunu kaydederken basının da bunu araştırmadan verildiği gibi yazıp değerlendirmesinin ilginç olduğunu söyledi. Belediyenin BİMER iddialarının ardından Balıkesir Valiliği resmi bir açıklama yaparak BİMER'e Belediye Başkanının iddia ettiği gibi herhangi bir müracaatın olmadığını, böyle bir isimle yazışmanın söz konusu olmadığını bildirmişti.

RİZELİ OLMAK SUÇ MU?

Ahmet Paşalı, başına gelenlerin tek sebebinin Rizeli olmasından kaynaklandığını, bunu da Belediye başkanın açıklamalarında dile getirdiğini ifade ettiğini söyledi. "Rizeli olmak suç mu?" diye soran Paşalı, şöyle devam etti; "Devlet Demiryollarına başvurmuşum, genel müdüründen itibaren görüşmüşüm. Birisi çıksın 'Rizeli diye torpil yaptık' desinler, yok öyle bir şey. En son Çevre Bakanlığı’na yazıyorlar herhangi bir sakınca yoktur diye. Karayolları yazısında da sakınca yoktur deniliyor. Ben ruhsatı Bakanlıktan alacağım. Kanun diyor ki; eğer benim yerime sadece inşaat için müracaat edecek olsaydım iki ay sonra yetki Valilik oluru ile Bakanlığa geçecekti. Tüm yapı, denetleme ruhsatları Bakanlık tarafından diyor kanun. Benim olayım planlama da olduğu için süre 3 ay. Bu süre geçtiği için belediye ile yapacağın işleri benimle yapacaksın diyor Bakanlık. Buradan soruyorum Belediye Başkanına Rizeli olmak suç mudur?"

"BEN RANTÇI DEĞİLİM, BALIKESİR'E MEZBAHA LAZIM"

Ahmet Paşalı, Belediye Başkanı İsmail Ok'u kendisi üzerinden asılsız iddialar ile gündem değiştirmeye çalıştığını, Belediye ile ilgili devam eden soruşturmanın seyrini değiştirmek izin ipe un serdiğini iddia etti. Balıkesir'e modern ve yeni büyük mezbahaların gerektiğini belirten Paşalı, rant ve rantçı suçlamalarını asla kabul etmediğini vurguladı. Ahmet Paşalı, şunları söyledi; "Belediyenin kendi mezbahası şehir içinde kaldı. 2013’e kadar revizyon yapması gerekiyor. Yapmazsa Bakanlık 2013’de bunları kapatacak. Mezbaha lazım Balıkesir’e. Vali Bey'e, 'Sayın Valim başkan beni engelliyor' dedim. Bana, 'Öyle şey olur mu yapacağın iş yasal ise neden engellesin. Ben görüşeceğim Belediye Başkanı ile, belki de hiç Bakanlığa gerek kalmadan burada hallederiz' dedi. Belediye Başkanı Vali Bey'e 'Sayın Valim siz bu yatırımcıya söz verdiniz mi?' diye soruyor. Vali Bey'den 'Ben niye söz vereyim, neden soruyorsunuz?' cevabını alınca da; Belediye Başkanı 'Yok Sayın Valim, izin vermeyeceğiz. Neden Rizeli birisi yapsın? Balıkesirli birisi yapsın' diyor. İlla senin MHP’li arkadaşın mı yapacak? Ekrem Bey Kalkınma Ajansı’nın başında şimdi; Belediye Başkanı ile görüşüyor; Başkan 'Ya bu çocuk bizim kulağımıza kar suyu kaçırdı, böyle bir şeyi niye bizimkilere yaptırmıyoruz ki?' dedi. Çıkıp yatırımcıya engel olmuyorum demeyin bari. Vakıfbank, Vestel yalvarıyor bana kalan parselleri de al diye. Rantçı olsam almaz mıyım? Bu yerin mazisi de şu; Yer daha önceki sahipleri bankadan kredi alabilmek için imara çeviriyorlarmış. Öyle deniyor. Konut imarına çevirip, kredi alınmış. Çevrildikten sonra bu kredi ödenmemiş ve banka el koymuş. Vestel’in olan parsel de Vestel’in buradaki bayisi intihar etmiş yer oradan bankaya geçmiş. Demiryolları, Karayolları haksızlık varsa gelsin söylesin. Ben oraya villa yapacak olsam 40 senede mezbahadan o parayı kazanamam. İşte o zaman rantçı olurum."

"ALLAH'TAN KORKARIM, BELGELER VE KONUŞMALAR ORTADA, MAHKEMEYE VERECEĞİM"

Balıkesir Belediye Başkanı İsmail Ok'u hakkında yaptığı açıklamalar ve haksız olduğunu belirttiği ithamlarından dolayı mahkemeye vereceğini açıklayan Ahmet Paşalı, Balıkesirspor'a kendisinden bağış istendiği veya ima edildiği şeklindeki iddiaların da tamamen asılsız olduğunu, ne Belediye Başkanı ne de sonradan kulüp başkanı olduğunu öğrendiği Tuna Aktürk'ün kendisinden Balıkesirspor için bir bağış istemediğini imada dahi bulunmadıklarını vurguladı. Satın aldığı yere önce mezbaha ardından entegre tesis kuracağını tekrarlayan Ahmet Paşalı, "Ben hayatımda yalan konuşmadım. Açık söylüyorum benden hiçbir şekilde belediyenin bağış talebi olmadı. Ben Allah’tan korkarım. Ama 'Uyanık Rizeli' gibi 'Ulen' gibi sözler hoş değil. Ben Sayın Valimize de söyledim, uyanık Rizeli olmakla gurur duyarım. Bunu çarpıtıp hakaret gibi söylemek olmaz. Başkana karşı elimdeki belgelerle attığı iftiralara karşı tüm dava haklarımı kullanacağım. Bana, yaptığı hukuksuz işlemden dolayı, olayları çarpıttığından dolayı. Beni düşürdüğü duruma bak, belgeler, konuşmalar ortada. Benle ilgili en ufak bir şaibe varsa o da beni mahkemeye versin. Ben ne BİMER’e şikayet ettim, ne torpil kullandım. Bu elimdekiler devletin yazıları, ben bu belgeler ile kendisini mahkemeye vereceğim. Her kelimesine elimdeki belgeleri göstereceğim. Çevre Bakanlığını, Başbakanımızı töhmet altında bırakmış. Üzerine basarak söylüyorum. Ben yasal hakkımı istiyorum, hakkımı kimseye çiğnetmem. Bu memleketin Anayasaları, yasaları var. Bunları da kullanacağım. Kanunlar beni haksız mı gördü, şeriatın kestiği parmak acımaz. Bana söylenen yalanları, iftiralara karşı hakkımı arayacağım ki, bir daha başkasına haksızlık yapılmasın. Benim tek derdim ticaret yapmak. Hiçbir siyasi beklentim yok" şeklinde konuştu.

Ahmet Paşalı önümüzdeki günlerde bu konuyla ilgili basın toplantısı düzenleyeceğini, hakkındaki iddialara ve projesiyle ilgili herşeyi en ince ayrıntısına kadar açıklayacağını söyledi.

11.07.2013