Galeri de etnografik eserlerin yanı sıra deri sırtlı dev deniz kaplumbağası, karetta karetta ve değişik deniz ürünleri de bulunuyor. İlçeye 15 kilometre uzaklıktaki Tahtakuşlar köyündeki Alibey Kudar Etnoğrafya Galerisini bu güne kadar on binlerce vatandaş gezerken, müze bu güne kadar çok sayıda da ödül aldı. Müze için 80’li yıllarda hazırlığın başladığını anlatan Alibey Kudar, ilk köy müzesi olan galerinin uluslar arası anlamda tanındığını söyledi. Ziyaretçi Nükhet Sonat, “Öncelikle böyle bir dağın başında müzeyle karşılaşmak güzel bir şey. Müzeyi beğendim. Özellikle yaşlıların birikimlerini gençlere aktarması için bunca caba göstermesi benim ilgimi çekti. Gençler geliyorlar, gelmiyorlar. Günümüzde her şeyi çok çok tüketiyorlar. Ama böyle bir yere gelip de böyle bir müzeyle karşılaşmak güzel bir şey” dedi. Özgül Keşaplı da, “Tahtakuşlar’a ne zaman gelsek bu müzeye uğramadan gitmiyorum. Bütün bizi ziyaret edenleri de getiriyoruz. Çünkü herkesin geriye dönük özlemlerinin olduğu, kültürünü kaybetmekten korktuğu bir dönemde Kaz Dağları’nda bu kadar güzel bir yöremizde kültürüne sahip çıkan ve bunu herkesle paylaşmaya özen gösteren bir ailenin olması ve onların bu çabalarının böyle bir müzede somut hale gelmesi bizim için de çok büyük bir değer. Umarım, müze gerektiği kadar ilgi görerek iler ki zamanlara taşınır. Ve kültürümüzle ilgili çabaları her bölgede görmek istiyoruz. Kudar ailesini tebrik ediyorum” dedi.

Müzenin kurucusu Alibey Kudar da, “80’li yıllardan itibaren ailece imeceyle kimseden 5 kuruş almadan yaptık. 91 yılında da açılışını yaptık. Bu açılış çok ilginç oldu. Çünkü Türkiye de ilk köy müzesi açılmış oluyordu. Bu basında ve televizyonlarda önemini kazanmış oldu o zaman. 91 yılından sonra 92 de sergi salonu. 94’de de kitaplığı kurduk. Bu yıl çok güzel bir gelişme oldu. Unesco bize burayı dünyaya tanıtmak için ödül verdi. Bu bizim ilk ödülümüz olunca Türkiye şöyle bir sarsıldı. Ne oluyor dediler. Köylü aile Türkiye’nin ilk köy müzesini kurmuş dünyaya tanıtmaya çalışıyor. O zaman, hava, kara, deniz ve Nato komutanlıkları ilk ödüllerini vermeye başladılar. Bunu, belediyeler, üniversiteler, kurum ve kuruluşlar desteklemeye başladılar. Onur ödülleri vermeye başladılar. Bu ödüller de burayı uluslar arası bir düzeye getirdi. Sonra gelişmeye devam ederken çok güzel son zamanda bir ödül daha çıktı geldi. O da Azerbaycan’dan. O zamana kadar 32 ödül olmuştu. Azerbaycan ödülü de Azerbaycan Dede korkut Uluslar arası milli vakfının ödülü olmuş oldu. Bunun anlamı da Kızıl Üvek yani altın kalp anlamında büyük Türk Dünyası ödülü oluyor. Bu ödül sadece Türkiye de en iyi hizmet verenlere verilen ödülmüş. Bu güne kadar iki kişiye verilmiş. Biri rahmetli Rauf Denktaş’a, ikincisi İstanbul belediye başkanı Bedrettin Dalan’a, üçüncüsünü de bize uygun görmüşler. 9 Eylül 2013 yılında bu ödül kararlaştırılmış. Ve bunu 24 Eylül pardon 25 Ağustos da burada Azerbaycan yetkilileriyle burada güzel bir tören yaptık. Burası dünya müzesi olmuş oldu. Bu 33. ödül oldu. Şimdi efendim buranın çok güzel yanları var. Burada şimdiye kadar köyde kurulamamış müze kurulmuş oldu. Yalnız demin dediğim gibi Kültür Bakanlığına bağlanamadığımız için galeri olarak ticari olarak görülüyor burası” dedi.

27.09.2013