Bandırma Demokrasi Platformu üyesi sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle birlikte düzenledikleri basın toplantısında platform adına ortak basın açıklaması yapan Recep Gökdeniz, küresel ekonomik kriz ve Türkiye'ye olan etkilerini değerlendirdi.
Demokrasi Platformu olarak bu kriz sürecini yakından takip edeceklerini belirten Gökdeniz, 'Demokrasi platformunu oluşturan bizler, kriz sürecini ve hükümetin politikalarını yakından takip edeceğiz.
Önümüzdeki süreçte krizin yükünü işçi ve emekçi halkımızın sırtına yıkmayı hedefleyen her türlü girişime karşı, halkımızı bilgilendiren ve bir dizi eylemliliği de hayata geçiren tavır içinde olacağımızı basına ve halkımıza saygılarımızla duyuruyoruz.
Tüm dünya ülkelerini birbiri ardı sıra etkileyen büyük bir ekonomik kriz yaşanıyor. Kapitalizmin en gelişkin ülkelerinde açıklanan ve boyutu trilyonlarca doları bulan paketlere rağmen krize sağlam ve kalıcı bir çözüm bulunamıyor. Son kırk yıldır sermaye sözcüleri tarafından ekonominin reçetesi olarak öne sürülen tüm tezlerin çöktüğünü görüyoruz.
Bu kriz bir kez daha gösterdi ki, kapitalizmin genel kuralı bütün karlı alanların özelleştirilmesi, zarar edenlerin ise kamulaştırılması, yani sermaye sahiplerinin yanlışlarının halka ödetilmesidir. Yaşanmakta olan dünya ekonomisinin değil kapitalizmin krizidir.
Bir avuç sermayedarın kazancının artırılmasına dayanan, buna karşılık geniş emekçi kesimlerin yoksulluğa mahkum edilmesine yol açan politikalar iflas etmiştir. Demokrasi Platformu bileşenleri olarak bizler, ülkemize de yansıması kaçınılmaz olan krizin bedelinin asla emekçilere ödetilemeyeceği konusunda kararlıyız.
Daha krizin sözünün edilmeye başlanmasıyla birlikte bütün sermaye gruplarının gözlerini işçilerin kıdem tazminatına ve işsizlik sigortası fonuna dikmiş olmaları kabul edilemez. Çalışanlar sayesinde üretimi ve geliri sürekli artan işletmeler, krizi fırsat bilerek esnek üretim, istihdam daralması ve ücretlerin baskı altına alınması gibi politikalar izlememelidirler.
Sürekli olarak fedakarlık istenenler işçi sınıfı ve emeğiyle geçinenler olmamalıdır. Örgütlenme özgürlüğü konusunda bizleri dinlemeyenler, demokrasiyi güçlendirmeyenler, emekçilere uygun bir anayasa çağrısına kulak tıkayanlar, ekonomideki ilk sallantıda bütün faturayı işçilerin sırtına yıkmaya çalışıyorlar.
Bizler, kamu yararını ve emekçi halkın çıkarını merkeze almayan, ülke kaynaklarının ve gelirlerin adil bölüşümünü esas almayan, emekçilerin yaşamını kolaylaştırmayı hedeflemeyen hiçbir politikayı kabul etmeyeceğiz.
Demokrasi Platformu'nu oluşturan bizler, krizi fırsat bilerek işsizlik sigortası fonunun işverenlere kaynak olarak aktarılması girişimlerini asla kabul etmeyeceğimizi, kıdem tazminatının kaldırılmasına veya içeriğinde değişikliğe gidilmesine dönük her türlü girişime en sert tepkimizi göstereceğimizi, bölgesel asgari ücret tartışmalarına derhal son verilmesini, özelleştirmelerin durdurulmasını ve satılan kurumların kamulaştırılmasını, hükümetin yatırım harcamalarını arttırmasını, bankacılıkta yabancılaşmanın sınırlandırılmasını, krizin etkisini azaltmaya dönük iç talebin canlı tutulabilmesi için yerli üretimin arttırılmasını öngören politikalar izlenmesini talep ediyoruz' dedi.
31.10.2008