Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Tunca Toskay, başka gündemler peşinde olduğunu ileri sürdüğü hükümeti Türkiye'nin gerçek gündemine çekmeye çalıştıklarını söyledi. Tunca Toskay, "Hükümeti ekonomi minderine çekmeye uğraşıyoruz, ekonomiyi konuşalım istiyoruz" dedi.
MHP Balıkesir İl Başkanlığı, "Milliyetçi Hareket Partisi sosyo-ekonomik hayatla ilgili karşılıklı bilgilendirme" toplantısı düzenledi. Asya Termal Otel'de düzenlenen toplantıya MHP genel başkan yardımcıları Prof. Dr. Tunca Toskay, Prof. Dr. Ümit Kutluata ve eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Prof. Dr. Abdülkadir Akcan katıldılar. Gazetecilerle soru cevap şeklinde geçen toplantıda MHP İl Başkanı Mehmet Duran, MHP Balıkesir milletvekili Ahmet Duran Bulut, MHP Merkez İlçe Başkanı Bayram Çılgın, Edremit Belediye Başkanı Tuncay Kılıç, il ve ilçe yöneticileri de hazır bulundular. Türkiye ekonomisinin iyi yönetilmediğini ve yabancılaştırıldığını belirten Toskay, "Hükümeti Türkiye'nin gerçek gündemine çekmeye çalışıyoruz. Ekonomi minderine çekmeye uğraşıyoruz. Ekonomi minderinde konuşalım diyoruz" dedi.
Tunca Toskay, TOBB başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun hükümet ile olan münasebetinde zor durumda olduğunu söyledi. Toskay, "Rifat Hisarcıklıoğlu bir işadamı, TOBB'un başkanı. Ama sayın Başbakanın en son 'ya onlar bu işi çözerler ya da odalarla ben tek tek görüşürüm' deyince odalardan bir tepki doğdu, başkan odaları Ankara'da topladı, biraz gazlarını aldı. O toplantı sonunda hazırlanan bildiriyi Hisarcıklıoğlu kendisi okuma cesaretini gösteremedi. Nafi Güral'a okuttular, o nasıl okumaysa Sayın Güral da mahçup bir ilkokul öğrencisi gibi bir şeyler söyledi gitti. Kameralara bakamadı bile. TOBB'un durumu bu. Türkiye'nin en büyük ekonomik ağırlıklı sivil örgütü, Anadolu'dan çok ciddi eleştiriler var yönetimine. Ama Rıfat Hisarcıklıoğlu sayın iktidarla tabanı arasında sıkışmış kalmış kıvranıp duran bir yönetici portresi çiziyor" dedi.

TELEKOM SOYGUN YAPIYOR
Memur ve emekliye verilen 2.5 + 2.5 zammın yıllık yüzde 5 anlamına gelmediğini söyleyen Tunca Toskay, Türk Telekom'un Türkiye'deki abonelerine çok pahalı hizmet verdiğini belirtti. MHP'nin internet altyapısı için server kiralamasıyla alakalı yaşadıkları bir örneği anlatan Tunca Toskay, "Hükümetin memur ve emekliye yaptığı zammın yıl ortalaması yüzde 3,78. Enflasyon yüzde 10'un üzerinde. Memurumuzu ve emeklimizi enflasyona ezdirmedik diyorlar. Memur ve emekli ciddi bir reel gelir kaybına uğradı. Euro'nun zayıflaması sebebiyle dolar cinsinden bizim ihracat gelirimizden ciddi bir azalma söz konusu olacak. Milliyetçi Hareket Partisi'nde alt yapı yatırımı yapmak üzere Telekom'dan belli bir kapasitenin üzerinde iki tane server (sunucu) kiralamak istedik. Telekom'dan fiyat aldık, ayda 6 bin 500 TL kira istediler. Ayda 6 bin 500 lira yılda 75 bin TL eder. Telekom'un yılda 75 bin lira istediği serverlar için biz yurt dışından yıllık 12 bin TL fiyat teklifi aldık. Böyle bir özelleştirme olmaz. Bugün Türkiye'de Telekom'un internet, telefon hizmetlerini kullanan vatandaşlarımız yurt dışındaki fiyatların çok üstünde bedeller ödüyorlar, müthiş karlar sağlıyorlar. Buna göz yummak çok büyük hata. 2002'de dolar kuru 1.435 TL idi. Müthiş enflasyonist baskıyla artıp 2,6 olması gerekirken biz 1,5'lerde sürünüyoruz. Ekonomi çok başarılıysa işsizlik niçin yüzde 14'ün üzerinde? Bu nasıl bir başarı? Cumhuriyet tarihinde verilmiş cari açığın birkaç mislini 7 yılda vermişiz. 7 yıldaki cari açık toplamımız 166 milyar dolar, böyle bir başarı yok" dedi.

"BİZ KANIMIZDAN DA GENİMİZDEN DE MEMNUNUZ"
CHP'de yeni genel başkan ile kan değişimi yaşandığı ve oy oranında yükselişe geçtiği yorumlarını değerlendiren Toskay, MHP'nin kan değişimine ihtiyaç duymadığını, ancak, isteyenin kanlarını da genlerini de değiştirebileceklerini söyledi. Tunca Toskay, "2002 yılı bahar aylarında koalisyon olarak iktidardaydık. Yeni Parti'yi kurma aşaması yaşandı, DSP'de yaşanan kriz neticesi. Rahmetli İsmail Cem, Hüsamettin Özkan ve Kemal Derviş, üçlü trio vira. Basın müthiş bir şekilde rüzgar yapmaya başladı. Bunu hatırladım, Kemal Kılıçdaroğlu olayı ortaya çıktı kongrenin ertesi günü partide incelettim o dönemki gazetelerin manşetlerine baktım, nasıl gaz verildiğini inceledim. Biz kanımızdan memnunuz, kan değişikliği yapmayalım. Milliyetçi Hareket Partisi kanından çok memnun, o kanıyla da iftihar ediyor. Değişiklik isteyenler kanlarını da değiştirsinler yapabiliyorsa genlerini de değiştirsinler. Biz de çok dikkatli bir şekilde kanlarını değil ama genlerini nasıl değiştirecekler onu izlemeye devam edeceğiz. Siyasette bir, iki, üç aylık konjonktürel inişler, çıkışları izleyeceğiz. Biraz bekleyip, sakin olacaksanız, sabırlı olacaksınız. Mi
lliyetçi Hareket Partisi olarak demir asa yollara düştü bütün vatan sathında derdimizi anlatmaya, milletimizi ikaz etmeye, doğru bildiklerimizi, kaygılarımızı paylaşmaya çalışıyoruz. İnşallah da başarılı olacağız"

TOSKAY'DAN MHP'Lİ TARİFİ
Toskay, partilerine olan ilginin arttığını, yabancı ülke büyükelçilerinden MHP'ye yoğun bir randevu talebi olduğunu söyledi. Birbuçuk ayda 5 ülkenin büyükelçisiyle görüştüğünü, Amerika ve Almanya büyükelçilerinin yemek daveti verdiklerini, İsrail büyükelçisinin görüşme talep ettiğini anlatan Toskay, "1999 seçimleri öncesinde de yabancı elçiliklerin ilgisi Milliyetçi Hareket Partisi'ne çok artmıştı. Onlar da Türkiye'deki birtakım şeyleri emin olun bizden daha objektif ve bilimsel şekilde tespit edip tavırlarını daha erken alıyorlar. Önümüzdeki dönem için hiç kimse yandaş, candaş medya havalarına bakmasın. Türkiye'de neler olup bittiğini, söylenen sözlerin, satır aralıklarını ve arkasını okumak çok önemli siyasette. Bunları iyi okursanız, soğukkanlı da olursanız gereken tedbirleri ve mesajları zamanında alıp verirseniz işler iyi gider. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak çok açık ve net bir şekilde Türkiye'nin ve Türk Milletinin milli menfaatlerini ön plana alan bir yaklaşım biçimini tüm alanlarda sergileyen ve her ne pahasına olursa olsun bunu savunarak siyaset yapan bir siyasi partiyiz. Bundan da bizim taviz vermemiz, bu konuda esnememiz söz konusu olmaz. Kişisel meselelerimizde esneklik gösteririz ama milletin menfaatleri konusunda esneklik göstermeyiz. Ancak, burada bir şeyin daha altını çizmek istiyorum, Milliyetçi Hareket Partililer ayakları yerden kesilmiş, vatan-millet Sakarya nutku atan, ellerinde kılıç yel değirmenleriyle savaşan Donkişotlar filan değil. Milliyetçi Hareket Partisi'nin siyasi kadroları çok tecrübeli siyasi kadrolar. Bugün bizim başkanlık divanımızda 25-30 yıldan eksik siyaset yapan arkadaşımız yok. Milletvekili kadromuz son derece değerli, merkez yönetimimiz öyle. Çok ciddi tecrübeleri yaşayarak geldik. Son dönemde de kriz, deprem vs. yaşadığımız üçbuçuk yıllık bir iktidar tecrübesi de var. Macera peşinde olmayan, akılla, sabırla, inançla ve inatla Türkiye'nin milli menfaatlerini savunmakta ısrarlıyız. Biz taviz vererek iktidar olmayız. Biz bu konularda katıyız ama gerçekçi ve akılla davranan bir siyasi parti olarak işimize devam ediyoruz" diye konuştu.

"YABANCI SATIN ALIP KENDİNE YATIRIM YAPIYOR"
MHP genel başkan yardımcısı Prof. Dr. Münir Kutluata da hükümetin mevcut ekonomi uygulamalarının bu şekilde devam etmesi halinde Türkiye'yi felakete sürükleyeceğini belirtti. Geçmiş dönemlerde uzun yıllar iktidar olan hükümetlere de atıfta bulunan Prof. Dr. Kutluata, "Adalet ve Kalkınma Partisi Türkiye'de tek başına iki dönem iyi bir çoğunlukla iktidar olan dördüncü siyasi partidir. Demokrat Parti, Adalet Partisi, ANAP ve şimdiki AKP. Daha önceki 3 parti Türkiye'de iki dönem üst üste iktidar olmuştur ve ekonomi konusunda siyasette başarılı şekilde anılmaktadırlar. Demokrat Parti dediğiniz zaman Türkiye'de ne getirmiştir, neyin önünü açmıştır bellidir. Demirel dönemi aynı şekilde, Özal dönemi aynı şekildedir. Biz bunlara her zeminde soruyoruz, siz Türkiye'de ne ile hatırlanacaksınız? TOBB ekonomi iyidir demiyor, falanca işaret fena değildir, inşallah iyi oluruz diyor. Ekonomiyle ilgili birçok üst kuruluşumuz da MHP'yi yarının iktidarı gördüğü için karşılıklı olarak bu konular tartışılır, talepler iletilir, çözüm yollarımız merak edilir hale gelmiştir. Biz de onlara gerekli bilgileri ulaştırıyoruz. Enflasyon bir sonuçtur, ya talebin, ya maliyetlerin sonucu. Enflasyonla mücadeleye niyet ediyorsanız sebeplerini ortadan kaldırmanız lazım. Sonuç üzerinde mücadele ediyorsanız hem enflasyon devam eder bugün olduğu gibi hem de maliyet enflasyonunu Türkiye'de bu iktidar düşüremediği için ithalatla enflasyonu baskılama yoluna gidilmiştir. Başkasının düşürdüğü maliyetleri Türkiye'de kullanıp tam tersi enflasyonu görüntüde düşürüp üretimin önünü kesen, kısan bir yola gidilmiştir. Şu anda enflasyon Türkiye'de yüzde 10'un üzerine çıkmıştır. Çok önemli bir tespit ve başlık, bu iktidar Türkiye'ye yabancı sermaye yatırımlarının gelmesinin önünü kesmiştir. Yabancı para Türkiye'ye spekülatif karlar için geliyor, bunun için ortam oluşturuluyor ve bundan hiçbir şikayeti yok. Ama bundan Türkiye'nin hiçbir karı yok, başka bir ülke buna sınır koyuyor, vergilendiriyor. Yabancı sermaye spekülatif sermayedir, Türkiye'ye hiçbir katkısı yoktur. Yabancı sermaye Türkiye'de kendi adına yatırım yapıyor, satın alıyor. Mevcut yatırımlar yabancıların eline geçmekte, özelleştirme bu değildir. Özelleştirme adı altında yabancılaşma yapılmakta. Bu üretim birimlerinin karları Türkiye'ye refaha, vatandaşımıza dağılacakken dışarıya aktarılmaktadır. Türkiye bu anlamda da ciddi şekilde fakirleşmektedir. TEKEL fabrikalarımız satın alanlar tarafından kapatılmak üzere alındı ve kapandı. İşletseler bugün TEKEL işçileri sokakta kalıp bağırıp çağırmazdı" dedi.

CHP - MHP KOALİSYONU
MHP genel başkan Yardımcısı Prof. Dr. Münir Kutluata, genel seçimlerde Türkiye'nin CHP-MHP koalisyon hükümetine hazırlandığı şeklindeki yorumlarla ilgili soruya verdiği cevapta MHP'nin tek başına iktidar olmayı arzuladığını söyledi. CHP'nin yeni genel başkanının yolsuzluk ve yoksulluk söyleminin MHP'nin 1999 seçimlerindeki sloganı olduğunu hatırlatan Kutluata, "Türkiye'de 3 büyük parti var. Bir tanesi oy kaybediyor, Türkiye'nin gündemini meşgul etmekle meşgul. Fakir insana ne Kürt açılımı, ne Ermeni açılımıyla, ne Anayasa yapmakla çare sunabilmeniz mümkün değil. Hükümet de bunun farkında olduğu için yaptıklarını savunmak yerine, gidip Ermeni açılımının, Kürt açılımının ne olduğunu anlatmak yerine yeni bir gündemle onu da kapatmaya çalışarak gürültü içinde kendini ve vatandaşı meşgul ediyor. Üç partiden iktidar partisinin oyu devamlı düşüyor. Oyu yükselen bir parti var Milliyetçi Hareket Partisi. Diğer parti CHP ile ilgili belirli bir noktayı aşmıyor oyları diye kanaatler vardı, CHP kendini bundan kurtarmaya çalışıyor. Ancak oy artışı sağlamak yönündeki çabalarına baktığımız zaman bu yeni lideriyle CHP'nin söyledikleri yolsuzluk ve yoksulluk konusuna ağırlık vermesi. Yolsuzluk ve yoksulluk konusu MHP'nin 1997 yılında gündeme getirdiği, 1999 seçimlerinde seçim sloganı olarak kullandığı, kitapçığını hazırladığı bir konudur. Dolayısıyla burada yeni bir şey yoktur. Şu anda MHP'nin hem Türkiye'nin milli güvenlik ve geleceği konusunda hükümeti ikaz ettiği her konu maalesef Türkiye aleyhinde ortaya çıkmış ve MHP'nin öngörüleri sabit hale gelmiştir. MHP bu konuda rüştünü ispat etmiş, güvenilirliğini ispat etmiş, devlet yönetme hakkı olduğunu ispat etmiş bir partidir. Türkiye'de seçim atmosferine girildiği takdirde Türkiye'nin içinde bulunduğu bütün konulara sahip çıkması bakımından MHP iktidara hazır bir partidir. Bütün mesele millete ulaşma noktasında bizim önümüzdeki engelleri bu gayretlerimizle kırmak, daha sonra da medyanın bu işin böyle yürümeyeceğini görmesi sonucu konuyla ilgilenmesiyle bir sonuca ulaşmak. Türkiye üzerinde hesap yapanların ne yorumları biter ne telkinleri. MHP tek başına iktidar olmak arzusundadır, Türkiye'de bu şartlar vardır, Türkiye de buna muhtaçtır. Çünkü Türkiye'ye son yedi buçuk yılda verilen zarar büyük bir oy çoğunluğuyla ve milletvekili çoğunluğuyla gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla bu tahribatı telafi etmek için de aynı anlamda tek başına ve Türkiye'nin lehine çalışacak güçlü bir iktidar gerektiriyor. Biz bunun dışındaki bütün yakıştırmaların dışındayız" dedi.

"BİRBUÇUK MİLYON HAYVAN NEREDE?"
Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Prof. Dr. Abdülkadir Akcan ise, Türkiye'nin en önemli ve en kritik üretim sektörünün tarım olduğunu söyledi. AK Parti'nin Türkiye Cumhuriyeti Devletini kendi döneminde kurmuş gibi hareket ettiğini belirten Akcan, "Geçmişte ne olup bittiğine bakmadan, vefa sergilemeden. Oysa vefa imandandır, bunu hiç göstermediler. Türkiye'de kişi başına 2-3 koyun düşerken bugün 3 kişiye bir koyun düşmüyor. İktidar gücünüzü size oy veren milletinizden almaz da Avrupa'ya adarsanız onların elinde tokmakla çaldığı davul olursunuz. Onlara pazar olmak amacıyla bilinçli bir strateji geliştirilmiştir. 16 milyon baş sığırdan 10,5 milyon başa düşmüş. Sayın Bakanın söylediği rakam doğru 2 milyon 200 bin baş, beside hayvan var diyor. Tamam. İktidara geldiklerinde 7 milyon, 8 milyon baş sağmal inek vardı ülkede. 8 milyonun 7 milyonu doğursun. 3.5 milyon baş erkek, 3.5 milyon baş dişi buzağı doğar. Bu 3.5 milyon baş hayvan beslenerek kesime gidecek demektir. 2.2 milyon baş diyor, doğru. 1 milyon 300 bin baş erkek materyal beside değildi, nerede bu hayvan? Bu hayvanların anası kesime gitti de doğmadı, onun için eksik. İşin özeti bu. MHP olarak biz tarımın gıda olarak en stratejik önemde bir üretim sektörü olduğunu düşünüyor, bunu böyle kabul ediyoruz. Ne yaparsanız yapın insanlarınızı doyurmak zorundasınız. Bu olmak mecburiyetinde. Karnınızı doyuracak gıdayı ya kendiniz üretir ya dışarıdan getirtirsiniz. Ette olduğu gibi. Gıda güvenliğini, yeterli beslenmeyi tartışıyoruz. Bu kadar işsizlik varken, istihdam alanı söz konusuyken elimizdeki fırsatları 8 yıllık AKP iktidarı döneminde maalesef kaybettik. 2001-2002 krizlerine rağmen mutluyduk, vatandaş cebimde para vardı diyor, ama şimdi yok. İcra dosyaları arttığı gibi milletin cebinde para yok. İcra memurları cumartesi pazar fazla mesai yapıyorlar. Üretim ekonomisinden çıkılmış. Bizim için tarım en gözde ve en kritik üretim sektörüdür" dedi.
MHP genel başkan yardımları ve eski Bakan Balıkesir Belediye Başkanı İsmail Ok'u makamında ziyaret ettiler. Balıkesir Ticaret Borsası'nda iş adamlarıyla bir araya gelen MHP'li yetkililerin Balıkesir'deki temasları devam ediyor.

03.06.2010